KARABÜK ŞİRİNEVLER İLKOKULU 4 - A SINIFI WEB SİTESİ
 
GÖNÜL ÇİÇEKLERİ
"sevginin ötesinde..."  
  ANA SAYFA
  ATATÜRK
  KARABÜK
  OKULUMUZ
  ÖĞRETMENİMİZ
  SINIFIMIZ
  ALBÜM
  GÖNÜL ÇİÇEKLERİ
  DOĞUM GÜNLERİ
  ETKİNLİKLERİMİZ
  SINIFIMIZIN YILDIZLARI
  HAFTALIK DERS PROĞRAMI
  100 TEMEL ESER
  2. SINIF DOSYASI
  BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
  OYUNLAR
  AH BİR ÇOCUK OLSAYDIM...
  => Haftanın Masalı
  => Fıkralar
  => Bilmeceler
  => Sayışmalar
  => Tekerlemeler
  => Ninniler
  => Maniler
  => Hikayeler
  GENEL KÜLTÜR
  İL İL TÜRKİYE'M
  SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİM
  VELİLER İÇİN
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  İLETİŞİM
.



"GÖNÜL ÇİÇEKLERİ" SAYFAMIZ YENİLENDİ... *************************************************************** DÜŞÜNCE VE ÖNERİLERİNİZİ ZİYARETÇİ DEFTERİNE YAZABİLİRSİNİZ...































NAME="aba_MediaPlayer">

Fıkralar


 NASRETTİN HOCA FIKRALARI


LAMBA
Bir gün Nasrettin Hoca yolda yürürken lambaya çarpmış. Lambanın içinden bir cin çıkmış ve şöyle demiş: "Dile benden ne dilersen" demiş. Nasrettin Hoca, "Özür dilerim" demiş.


SÖYLE BARİ

Hoca ormana gitmiş. Oturmuş bir dalın üstüne, başlamış kesmeye. Aşağıdan geçen bir yolcu Hoca'ya seslenmiş:
- Be adam! İnsan oturduğu dalı keser mi ? Şimdi düşeceksin.
Hoca adama aldırmamış; işine devam etmiş.Az sonra dal kırılmış. Hoca, cumburlop düşmüş. Düştüğü yerden perişan seslenmiş:
-Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.


SIKARKEN
Nasrettin Hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyormuş.Yoldan geçen arkadaşı Hoca'ya:
-Hocam kediyi yıkama, ölür,demiş.
Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış. Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş. Kedi ölmüş.
Adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür, demedim mi? demiş.
Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü, demiş.


BAKLAVA 
Hoca akşamleyin eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karşılaşır.
-Hocam, kısa bir süre önce bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve götürüyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!


ALLAH BİLİYOR
Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış.Ev sahibinin gözü yerinden oynamış :
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır, demiş.
Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve :
-Kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor, demiş.

ALLAHIN RAHMETİ
Yağmurlu bir günde Nasrettin Hoca pencereden dışarı bakarken komşusunun koşa koşa yağmurdan kaçtığını görür pencereyi açar :
-Hey Ahmet Efendi, birde hacı olacaksın rahmetten kaçılır mı?, der.
Zavallı adam eli mahkum sırılsıklam olur. Ertesi gün hocanın komşusu hocayı yağmurdan kaçarken görür ve hocaya bir ders vermek ister :
-Hoca Hoca dün bana diyordun bugün sen neden rahmetten kaçıyorsun, der.
Hoca hiç durmadan yoluna devam eder ve komşusuna şöyle der :
-Ben rahmetten kaçmıyorum sadece Allahın rahmetine basmamak için çabalıyorum.


AKLIN VARSA GÖLE KOŞ
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken :
-Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı? diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur.Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır.Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar.Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmağa başlar.Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır :
-Aklın varsa göle koş!


ATEŞ DÜŞTÜĞÜ ZAMAN
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş.Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış.Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :
-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.
Hoca hemen :
-Boğazıma ateş düştüğü zaman, demiş.


BANA NE AD KOYARLARDI?
Bir gün Nasretin Hoca'ya Timur :
-Yahu, şu Abbasi halifelerinin her birisi birer lakab almış kimi El mutazımBillah, kimisi de El mütevekkil-Allah, diye anılıyormuş. Ben acaba onların zamanında hükümdar olsaydım, bana ne ad koyarlardı. Hoca hiç çekinmeden :
-Sana da Neüzzü-Billah derlerdi, cevabını vermiş.


BENİM NE YİYİP İÇTİĞİMİ SORMAZSINIZ...
-Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip,
içtiğimi sormazsın da, Allah'in peygamberini sorarsın!
Nasrettin Hoca, bir köyde vaaz veriyormuş. Laf arasında Hazreti İsa'nin gögün dördüncü
katında olduğunu söylemiş...
Vaazdan sonra, bir kadin Hoca'ya yanaşmış :
-Hazreti İsa, orada ne yer, ne içer?, demiş.
Hoca'nin tepesi atmış :


BENİM YERİME SENİ GÖTÜRÜR
Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış.
-Hanim en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.-Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?
-İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür.


BEN UYUYORUM
Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış.Gece yarısı arkadaşı sormuş :
-Hocam, uyudunuz mu?
-Buyurun birşey mi var?
-Biraz borç para isteyeyim demiştim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp : -Ben uyuyorum! demiş.


KUYUYA DÜŞEN AY
Bir gece Nasreddin Hoca kuyudan su almaya gider. Bakar ki ay kuyuya düşmüş. Hoca:
Kadın kadın, diye hanımına bağırır. Bana çabuk bir kanca getir yoksa ay boğulup ölecek.'

Karısı kancayı getirir. Nasreddin Hoca kancayı kuyuya atar çeker çeker kanca gelmez. Hoca, "galiba ay'ı tuttum" der. Kancanın ipi gerilir gerilir ve kopar. Sırt üstü düşen Nasreddin Hoca gökyüzünde ay'ı görür.

-Düştük düşmesine ama ayı da kurtardık, der.


DÜNYA KAÇ METRE?
Arkadaşlarından biri hocaya sorar:
- Hocam dünya kaç metre?
Tam o sırada yanlarından bir cenaze geçmektedir. Hoca onu göstererek:
-Ona sor! Bak, ölçmüş, biçmiş, gidiyor.


KANATLI DEVELER
Günlerden bir gün, Nasrettin Hoca camide vaaz verirken: - "Ey cemaat", der. "Allah, deveyi kanatlı yaratmadığı için hepimiz durmaksızın, sürekli şükredelim. Yoksa damlarımız çoktan başımıza yıkılmıştı..


ÖMRÜM YETERSE
Hoca, küçük yaşta da beklenmedik şakalar yapar, etrafındakileri şaşırtırmış. Anası terzi çıraklığına vermiş onu. Bir, iki yıl derken, kadıncağız sormuş:

"Oğlum neler öğrendin? Anlat da sevineyim."

"Olur, anacığım." demiş Hoca. "Şimdilik işin yarısını öğrendim. Dikilmiş şeyleri söküyorum. Ömrüm de yeterse, elbise dikmeyi de tez zamanda öğreneceğim."


DÖRT AYAKLI ÖRDEK
Bir gün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kışının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını fark etti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı:
-Bir sabah, Akşehir'den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı...
Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca'yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:
Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı...

AYDINLIK
Nasreddin Hoca kapısının önünde
bir şeyler aranıyormuş. Komşuları:
-Hayrola Hoca efendi, demişler, bir şey mi yitirdin?
-Mühürüm düştü de...
-Nerede düşürdün? Söyle, biz de bakıverelim.
-İçerde düşürdüm, avluda.
-Avluda yitirilen şey sokakta aranır mı be Hoca?
-Avlu karanlık. Burası daha aydınlık da onun için burada arıyorum!


NEREYE?
Nasreddin Hoca bir gün eşeğine binmiş. Eşeğin inadı tutmuş. Bir türlü eşeğin başını gideceği yöne çevirememiş. Bunu gören komşusu:

-Nereye gidiyorsun Hocam, diye sormuş.

Hoca'da:

- Eşeğin istediği yere, demiş.


BİZ DE KİBİR YOKTUR
Nasreddin Hoca'ya yapılan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir'liler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar. -Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?
Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar;
-Her hâlde öyle olmalı.
-Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize görelim!
Hoca;
-Pekâla şimdi size bir numara yapalım der karşısında durmakta olan çınar ağacına;
-Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!...
Tabiî ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehir'liler;
-Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce,
Hoca;
-Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür der.


SEN EN İYİSİNİ BİLİRSİN
Nasrettin Hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş.
Tarlanının kenarındaki ceviz ağacının altında dinleneyim demiş.
Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış ve şöyle düşünmüş:
- Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma, incecik kabak sapında kocaman kabak var,
koskocaman ağaçta küçücük ceviz var. Bu nasıl iş deyip uykuya dalmış.
Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.
Hocanın kafasında ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve:
- Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Şimdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim nolurdu


GETİR BARİ...
Bir gün rüyasında Hoca’ya dokuz akçe vermişler. Hoca illaki on akçe olsun derken uyanmış. Bakmış ki elinde hiçbir şey yok; gözlerini hemen kapayıp elini uzatmış ve pişman bir şekilde:
“Getir bari dokuz akçe olsun.” demiş.


CİMRİ VE NASRETTİN HOCA
Cimri ve de boş boğazın biri Hocaya:
Ya Nasrettin Hoca demiş demek parayı çok seviyorsun. Acaba neden ?
-Hoca cevabını yapıştırmış. Senin gibilere muhtaç olmamak için...


KAZAN ÖLDÜ MÜ?...
Bir gün Nasrettin hoca komşusundan kazan istemiş. Komşusu da vermiş hocada iki gün sonra kapısına gelen komşusuna kazanı ve içindeki küçük kazanı verir. Komşusu sorar hoca bu ne diye hocada sizin kazan doğurdu der ve komşu alır gider hoca bir gün bir daha gider istemeye komşu hemen verir ve bir kaç gün sonra komşu Nasrettin hocaya gidip yine ister hocanın yüzü eğik bir vaziyette kapıyı açar komşu hemen kazanı ister hoca Allah rahmet eğlesin sizin kazan öldü der komşu hoca neden yalan söylüyorsun der.hoca sende kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun der.

9 AKÇE Mİ 10 AKÇE Mİ?
Bir gün Nasrettin hoca rüyasında bir adamla konuşuyormuş adam 9 akçe diyormuş.Nasrettin hocada 10akçe diyormuş.Nasrettin hoca rüyadan uyanmış ellerinde hiç akçe yok.Geri uykuya dalmış ve adama demiş tamam 9 akçe olsun.


ACEMİ BÜLBÜL
Nasrettin Hoca bir gün komşusunun bahçesine girer.Bahçedeki armutları görünce dayanamaz.Bir tane yer,dayanamaz bir daha,bir daha derken armut ağacına çıkıverir.Başlar yemeye.Tam bu sırada bahçenin sahibi çıkagelir.
Hoca şaşkınlıkla başlar bülbül gibi ötmeye.
Bahçenin sahibi şaşkın şaşkın Hocanın olduğu ağacın yanına varıp,
---Ne yapıyorsun burada diye bağırır.
Hoca sakince cevap verir.
---Ben bülbülüm,yuvam da burada,der.
Tekrar cırlak sesiyle ötmeye başlar.
Bahçe sahibi öfkeyle
---Bülbül böylemi öter be adam diye bağırınca,
Hoca
---ben acemi bülbülüm.Ancak bu kadar ötüyorum,der.


ATEŞ DÜŞTÜĞÜ ZAMAN
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :
-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.
Hoca hemen :
-Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş.


BEN UYUYORUM
Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
- Hocam, uyudunuz mu?
- Buyurun bir şey mi var?
- Biraz borç para isteyecektim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
- Ben uyuyorum! demiş.


ÇORBA
Hoca'nın canı şöyle bir tarhana çorbası çekmiş.
Başlamış ağzı sulana sulana hayal kurmaya.O sırada kapı çalınmış ve komşunun oğlu
- Hocam,annem hasta,bir tas çorba istiyor,demiş.
Hoca,söylenmiş kendi kendine
- Hey Allah'ım,bizim komşular hayalin bile kokusunu bile alıyor!


KUYRUKLU YALAN
Birgün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kısmının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını farketti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı:

-Bir sabah, Akşehir`den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı...

Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca`yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:

-Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı.


Hocanin cani bir gün sarma çeker.Ama elinde yogurt bakraçlari anasi da aglamis ne yapim ne yapim derken aklina göl gelmis.Gelmis gölün kenarina,atmis bakraçlari kenara çikarmis sarmis sigarasini hafif hafif demleniyor.Sonra birden bekçinin düdügünü duymus. Eyvah simdi yandik derken aniden atmis sarmayi bakracin içine sonrada bakraci tutmus göle dökmeye baslamis.O esnada bekçide yaninda bitivermis.Bakmis bakmis anlamamis sonra hocaya sormus ne yapiyorsun diye.Hocada görmüyor musun yogurt mayaliyorum demis. bekçi kahakahalar içinde ilahi hoca koca göl hiç maya tutar mi demis.Hocada ya tutarsa diye cevap vermis.Sonra bekçi ilahi hoca diyip güle güle yoluna devam etmis.Hoca hem keyfine hem yogurda yanarken bekçinin arkasindan bakip simdi bu salak herkese anlatir demis.

 
Kuruluş : 06.07.2009  
   
Facebook beğen  
 
 
 
  "NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!..."  
SON DAKİKA HABERLERİ  
   
GAZETELER  
 
manşetler

sitene ekle

 
ÖNEMLİ LİNKLER  
 

e-okul

Veli Bilgilendirme Sistemi

İl ve İlçe İl Milli Eğitim Müdürlükleri

 
Bugün 32 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!
BU SİTE, DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN YAPILAN HER TÜRLÜ HAKSIZLIĞI ŞİDDETLE PROTESTO EDER. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol